Herakleitos felsefesinde insanın ahlaksal açıdan durumu iki yönlü bir görünüm sergiler. Bunların ilkinde anlayan ruh, diğerinde ise uygun davranan ruh söz konusudur. Anlayan ruh evrende hüküm süren logos yasasını derin bir biçimde kavramış, bilge insanın ruhsal durumudur. Fakat bilgelik için bu yeterli değildir. İnsanın aynı zamanda bu derinlikli evren yasasına uygun şekilde eylemde bulunması da gerekir. Ona göre hayvanlar için fiziki doğa yasası geçerliyken insanlar için de belli bir doğa yasası geçerlidir. Neticede insan muhakkak anlamalıdır. Çünkü anlamayan bir insan için evrendeki her şey çelişkiden ibaret olacaktır. Bu durumdaki bir insan için evrende iyi ve kötü, güzel ve çirkin vardır. Oysa bunlar evrensel yasayı anlamamış olan insanların değerlendirmeleridir. Hakikatte ise bunların hepsi birdir. Anlayan insan, bu zıtlıkların üzerine çıkar ve her şeyi birlik içinde kavrar. Evrene Tanrıca bakabilen bir insan için iyi ve kötü, güzel ve çirkin birdir.
İNSANIN KARAKTERİ KADERİDİR!
Herakleitos, insanın karakterinin kaderi olduğunu söyler. Kişinin kendi kaderini kendisinin belirleyebileceğinin ifadesidir bu insanın kişiliği kaderini belirler ancak bir yandan da “hayat dama oynayan bir çocuktur. Kimini köle kimini kral yapar” der. Burada da zıtlıkların uyumunu görüyoruz. Kişiliğin kader olduğu doğrudur ancak bir yandan da bazen ne yapılırsa yapılsın zamanın konjonktürüne uyan veya uymayan durumlar da gerçekleşebilir. Herakleitos’a göre doğuştan soylu olmak diye bir durum yoktur. Çünkü belirli bir ailede doğmuş olmak insanın kendi elinde değildir. Bu konuda insanın yapabileceği bir şeyde yoktur. Ancak insan, bundan sonraki aşamada kendi imkânlarını yaratabilir. Önce kaderini kabullenmeli ve ardından da evrensel bir esasla bilgelikle zıtlıkları bütün halinde görmelidir. İnsan akıllı bir varlıktır ve her zaman akla uygun davranmalıdır. Dolayısıyla insanın kaderinde de akıllı olmak vardır ve bu kader insan tarafın uygun bir biçimde taşınmalıdır. İnsan bu yolda daima ölçülü olmalı, kendisine verilen imkânlar üzerine daima düşünmelidir. Bu imkânları kullanırken de elinde adalet, bilgelik, ölçülülük ve yiğitlik gibi erdemler bulunmalıdır. Bunlar insanın kendisiyle yaptığı o en büyük savaşta insana önemli bir güç ve ölçüt sağlarlar. Zira insanların büyük çoğunluğu tutkularının kölesidir ve en büyük savaş insanın kendi nefsini yenmesi esasına dayanır. Evet, evrende bir çatışma vardır ama en büyük savaş içimizdeki savaştır. Herakleitos felsefesinde ahlak bel kemiğidir. Evrenin o gizemli yasası bize bilge olmayı buyurmaktadır, bizden beklediği budur. Bilgiyi hem toplamak hem eleştirmek hem de bununla yaşamak gerekir.
HERAKLEİTOS’UN ERDEM ÖLÇÜTÜ
“İnsanın kendisini bilmesi, kozmosta hüküm süren yasayı bilmesine bağlıdır” der Herakleitos. İnsan bu bilgelik erdeminin yanı sıra düşünce ve davranışlarında da her zaman adil, ölçülü ve yiğit olmalıdır. Bu dördü, yani bilgelik, adalet, ölçülülük ve yiğitlik dört temel erdem olarak evrende hüküm süren kozmik yasanın bir yansıması ve bir gereği olarak her insanda şiar haline gelmelidir. Devletlerin yasaları da yine aynı evrensel yasaya göre yine aynı erdemler üzerine inşa edilmelidir. Herakleitos’a göre, evrende olduğu gibi toplumsal yaşamda da görünmeyen bağlantılar görünenlerden daima güçlüdür.
HERAKLEİTOS’TAN SONRA
Herakleitos, karşıtlıkların her şeyin temel nedeni olduğunu söyleyerek diyalektiğin babası olmuştur. Aynı zamanda onun ateş olan arkhe ’sinin, big bang teorisine vurgu yaptığı da söylenebilir. Kozmik bir dengeye ulaşılamayacağını, her şeyin bir mücadele halinde olduğu yönündeki söylemleri de yine günümüzdeki termodinamik yasalarını öngördüğü söylenebilir.
Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” kitabında ki Zerdüşt’ün Herakleitos olduğunu söyleyenler vardır. Bizce Nietzsche, hayatını bir çok noktada kendisine yakın bulduğu Herakleitos’u ve kendini de bütünleştirerek Zerdüşt ile tanımlamıştır. Herakleitos için şöyle der Nietszche “Dünya her zaman doğruya muhtaçtır. O halde her zaman Herakleitos’a muhtaçtır.” Son olarak Herakleitos’un bir sözüyle bitirelim; “Hakikati ararken beklenmedik şeylere hazır ol. Çünkü onu bulmak zordur, bulunca da şaşırtıcı”
Herakleitos öldüğünde dostu Kallimakos’un onun için yazdığı şiir;
“Öldüğünü söylediler, Herakleitos,
tutamadım kendimi ağladım .
O güzel günler geldi aklıma, konuşa konuşa akşamı ettiğimiz, Halikarnasos’ta.
sen de mi bir avuç toprak oldun sonunda!
Ama sözlerin yaşıyor, yaşayacak;
her şeyi, her şeyi dize getiren Hades, bak, onların kılına bile dokunamaz.”
Herakleitos ile ilgili kapsamlı bilgi edinmek için aşağıdaki yazıları da okumanızı tavsiye ederiz.