“Yazdıkların bana şaşırtıcı gelmedi çünkü hala burada olduğun zamandaki gibi Otuzlar Meclisinin bana olan bakış açısı değişmedi sanıyorsun. Bil ki sen gittikten sonra beni hedeflerine aldılar ve halk içerisinde bu işlerde parmağım varmış gibi söylentiler yaydırdılar. Bundan bir kaç gün sonra yanlarına çağırıp beni Tholos1‘a götürdüler. Burada beni nasıl suçladıklarını görmeliydin! Orada kendimi savunup suçlamalarını reddettim bunun üzerine beni aklamak için Pire’ye gidip Leon’u tutuklamamı şart koştular. Leon’u öldürüp mallarına el koyacaklar ve beni de kirli düzenlerine alet edeceklerdi. Elbette bu teklifi hiç düşünmeden reddettim. Onların yargılarına göre davranıp hiç kimseye haksızlık etmeyeceğimi ve bu kötülüğe aracı olmayacağımı açıkça yüzlerine söyledim. İçlerinde benden en çok nefret eden Kharikles şöyle dedi;
‘Sokrates! Bu küstah tavrını sürdürürsen başına gelecekleri tahmin edemezsin‘ bende ona şöyle cevap verdim;
‘Kharikles! Yemin ederim ki hiç bir şey haksızlık yapmaktan daha kötü olamaz‘
Bu cevabımın ardından mecliste sessizlik oluştu. Bu sessizliğin hayırlı olduğunu zannetmiyorum.
Senin için işlerin iyi gittiğini duydum; buradan kaçtığında Thebailıların seni dostça kabul ettiklerini, geri dönmek istersen de sana yine yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Bazılarıysa bundan rahatsız oldu. Daha doğrusu hem bundan hem de Lakedaimonia’da işlerin kötü gitmesinden… Çünkü elçilerle birlikte dönenler Lakedaimonialıların hararetli bir şekilde tartıştıklarını ve tüm bunların üzerine kentin karıştığını duyan Ephorların2 güçlü bir öfkeyle Lakedaimonialılara ‘Yok etmeniz için değil, bize hizmet etmeniz ve halkın çıkarlarını gözeterek demokrasiden daha iyi oligarşik bir düzen kurun diye size bu kenti bıraktık! Eğer demokrasi taraftarı olsalardı gücü ele geçirdiklerinde onu gerçekleştirirlerdi. Hatta o dönemde müttefikleri Korintoslular ve Thebailılar bunun için çok uğraşmışlardı. Eğer bu söylentiler doğruysa yani senin durumun dedikleri gibiyse buraya Thebailılarla birlikte gelirsen ve Lakedaimonialılar da Otuzlara yardım etmezse işlerin herkes için iyiye gideceğine dair umut var demektir. Şimdilerde halkta büyük korku var kimsenin sesi çıkmıyor ama sana destek olanları gördükleri zaman iktidarı devirmek için harekete geçecek pek çok kişi olacak.
Şu bir gerçek ki devlet içinde yozlaşmamış hiç bir şey kalmadı, bitmek bilmeyen haksızlıklar yüzünden herşey mahvolmuş durumda. Bu nedenle halkın büyük çoğunluğu seni destekleyecek. Sana karşı olanlar bile bu baskıyla senin tarafına geçmek zorunda kalacak. Artık biliyorsun ki bir devletin başına gelebilecek en büyük felaket, onun kötü ruhlu insanlar tarafından yönetilmesidir. İnsanlar neyin doğru olduğundan o kadar habersiz ki her şeyin mahvolmuş olduğunu gördükleri halde buna son vermek için kıpırdamıyorlar. Hatta aksine düzenin sürmesi gerektiğini düşünüp haksız yere mallara el koyma, yargısız infazların devam etmesiyle işlerin düzeleceğine inanıyorlar. Gerçek şu ki, bir hastalığa neden olan şeyle onu iyileştirmeye çalışan şeylerin aynı olduğunu anlamadıkları gibi bu kötü hekimlerin farkında bile değiller. Bu denli batağa saplanmış kişileri iyileştirmek mümkün değildir. Sen kendi işlerinle ilgilen ve doğru olanı yap. Halkın tek umudu, makul davranıp onları bu zalim despotlardan kurtarman”
Sokrates
Dipnotlar:
Tholos: Milattan Önce 404 yılında yaşanan bu olayda Sokrates’i götürdükleri Tholos, ülkenin baş yargıçlarının toplandığı yerdir.
Ephorlar: Lakedaimonia’da yılda bir defa seçilen ve kralın emirlerine uymak için görevlendirilen beş kişiden oluşan üst düzey barış yargıçları heyeti.