1. Anasayfa
  2. İlk Çağ Filozofları

Sokrates’in Erdem Mektubu

Sokrates’in Erdem Mektubu

“Benden istediğini yerine getirip o iki elçiyle ilgilendim ve davalarını halkın önünde savunmaları için bazı dostlarımla irtibat kurdum. Seni sevdikleri için yürekten yardımcı olacaklarını ve davayı üstleneceklerini söylediler. Para kazanmak ile ilgili yazdıklarına gelecek olursam diğerleri servet peşinde koşarken benim neden yoksulluğu seçtiğim sorusunu o kadar çok kişiden duydum ki benim için şaşırtıcı değil. Yaşayan dostlarım bir yana ölüm döşeğindekilerin bile bana bıraktıkları mirası neden reddettiğim de merak konusu. Hatta bazıları aklımı kaçırdığımı düşünüyor. Kaçırdıkları şey bu meselenin yalnızca kendisi değil tüm yaşamımdır. Bedene olan bakışım diğerlerinden farklı olduğu için sanırım bu konuda da onlardan farklı davranmama şaşırmamaları gerekir. Ben en basit yemekleri yerim, yaz kış aynı elbiseleri giyerim, ayakkabıya ihtiyacım yok. Vicdanım ve adalet duygumdan başka bir yöneticim de yok.

Gösterişe düşkün olanlara gelince, yemekten içmekten giysiden tenlerine sürdükleri yapay boyaların ardından bunu görmeleri oldukça zor olsa gerek. Tek gerçek değeri o erdemli insanda olan cevheri kaybettikleri için topluma göre davranarak değerli olacağına inanan halktan alkış toplamak için yaşayan, ünlü olmak için erdemi feda eden ne çok insan var! Ne çok şeye ihtiyaçları var! Ne azla yetinirler ne de başkalarının onayı olmadan mutlu olabilirler onlar.

Bana gelince çok şeye ihtiyaç duymadığım için çok iyi bir yaşam sürdüğümü söyleyebilirim. Benim için değerli olanlar daha iyi olanlardır, diğerlerine göre ise önemli olan kalabalıklardır. Tanrının neden yüce ve mutlu olduğunu sık sık düşünüyorum. Onun neden bu kadar yüce olduğunu da! Zannediyorum ki bu sorunun cevabı onun hiç bir şeye ihtiyaç duymamasıdır. Bizlere gelince çok şeye ihtiyaç duymadan doğada keyifli bir biçimde yaşamak ne muhteşemdir! Şüphe yok ki en bilge olana, en çok bilge olan benzer ve kutsal olan, yanı başındadır en kutsal olanın! Eğer servet sahibi olmak bunu yapabilseydi o zaman onu seçmek gerekebilirdi ama söylüyorum ki bunu bir tek erdem yapabilir. O halde gerçek iyiliği terk edip görünüşe aldanmak tam bir ahmaklık! Bununla birlikte iyi bir durumda olmadığıma beni ikna etmek istersen savını dinlerim.

Çocuklarımın geçimini nasıl sağlayacağımı ben serveti reddetsem de onların da buna ihtiyacı olacağını söyleyenlere gelince; mutluluğun tek kaynağı aklı başındalıktır. Eğer aklınıza değil de altın ve gümüşlerinize güveniyorsanız bilin ki elinizde olduğunu zannetiğiniz servetin sahibi bile değilsiniz. Üstelik böyle bir yanılgıya kapıldığınız için başkalarından bile acınacak haldesiniz demektir. Çünkü yoksul biri şimdi olmasa bile aklını başına aldığında gelecek günlerde bu durumu değiştirebilir ama erdemin ne anlama geldiğini bilmeyen biri zehirli fikirlerle birlikte eriyip gidecek ve gerçek olanları ihmal edecektir. Bir insan olarak her şeye sahip olamayacağı zaten açıkken üstelik bir de bolluk içinde yüzerek yozlaşır ve hem mutluluğunu hem de kaçırdığı gerçekliği tamamen kaybeder. Böyle birinin erdem yolunu sonuna kadar yürüyebilmesi mümkün değildir. Aksine ağzı iyi laf yapan dalkavukların elinde oyuncak olduğu yetmez gibi ruhuna dört bir yandan saldıran duyuları aklının önüne atarak her türlü iyilik ve ölçüyü yavaş yavaş kurutur, vücudu kemiren hastalık gibi hazlar da insanı yer bitirir. O halde çocuklarıma umudun kendilerinde olduğunu eğer kendileri için gerekeni yapmazlarsa kötü bir yaşam süreceklerini ve sefil bir sonla karşılaşacaklarını yalnızca öğütlerimle değil hayatımla bile göstermişken nasıl oluyor da onları önemsemeyip cahil bırakmış oluyorum?

Yasalarımız çocukların reşit olana kadar anne ve babaları tarafından büyütülmelerini buyurur. Belki diyeceksin ki, bazı yurttaşlarımız çocuklarına kızıp kalacak mirası dert ettikleri için onlara yakınır dururlar. Böyle biri belki de şöyle diyebilir; ‘Öldüğüm halde bile rahat yok mu? Ölen benim siz yaşıyorken hala benden geçiminizi sağlamamı bekliyorsunuz. Siz ölümden daha boş bir yaşam sürmekten utanmıyor musunuz? Servetimin ben öldükten sonra size yeterli gelmesini umuyorsunuz sizin servetiniz ise kendi yaşamınıza bile yetmiyor!’ Belki ben bu adam kadar sert ifade etmiyorum ama söylediklerim onunkinden de doğru. Benim çocuklarıma bırakacağım miras altın olmayacak. Altından çok daha değerli olan iyi dostlar ve yurttaşlar olacak. Eğer onlar da iyi olup onlarla iyi geçinirlerse hiç bir şeye ihtiyaç duymayacaklar ama kötü biri olup onlara kötü davranırlarsa her konuda olduğu gibi geçim konusunda da çuvallayacaklar.

Gerçek dostlarımızla samimi bir ilişkimiz vardır, bize hiç yük olmaz onlar ve zamanla sınırlı değildir onlar şimdi olduğu gibi gelecekte de hatta ölümden sonrada faydamız olur onlara. Kısa süreli iyiliklerin karşılığı da kısa sürer bunun gibi uzun süreli iyilikler de uzun faydalar doğurur ve gerçekten faydalı olan da budur. Hiç bir çıkar gözetmeksizin onlara felsefe öğretiyor onlarla felsefe yapıyorum. Zaman geçtikçe yaptıklarımın değerinin artacağını ve daha açık görüleceğini sanıyorum. Ayrıca onlardan bir şey talep etseydim de bu anlamsız olurdu çünkü felsefede gerçekten kazanılacak bir şey varsa o şey yalnızca dostluktur. Ayrıca sofistler gibi gelecek korkusuyla da yaşamıyorum. Biliyorum ki dostlarım yaşadıkça itibarları artacak ve kendi öğrencileri tarafından da sevilecekler. Hocalarını yetiştiren Sokrates’i de özleyecekler. Sevgili dostum, kişi yaşadığı sürece onurlandırılır o öldükten sonra ise onun anısı yaşar. Eğer benim çocuklarım benden sonra darda kalırsa benim öğrencilerim onları da yolda bırakmaz. Çünkü biz dostlarımla doğa yoluyla değil felsefeyle sağlanan başka bir tür akrabalıkla birbirimize bağlıyız. Aynı babadan doğan kardeşler nasıl beden kardeşi ise bizler de ruh kardeşiyiz.

Sevgili dostum! Bugüne kadar para sayesinde hiç kimse iyi biri olamamıştır. Çünkü paranın gücü böyle olmasına yetmez. Ama gerçek bir dost paraya tercih edilir çünkü o herkese o sevgiyi saygıyı beslemez. Yalnızca hak eden dostları için her şeyini verir yalnızca bedenine de değil ruhuna da şifa verir dostlarının. Ve hepsinden de önemlisi erdeme ulaşmasında ne paranın ne de başka bir şeyin sağlayamayacağı faydayı sağlar ona. Dilersen bunları yüz yüze geldiğimizde sana detaylıca anlatabilirim ama bence bu konuda konuşacak bir şey kalmadı.

Sokrates

Dipnot:
Sokrates’in bu mektubu kime yazdığı net olarak belli değildir. Aksilik mektup içerisinde de ismini kullanmadığı için kesin bir isim verilemez ancak Alkibiades, Simmias ya da Kebes bunlardan biri olduğu kesindir.

  • 14
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 1
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 8
    sevdim
    Sevdim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
Paylaş